Deprem korkuyor, konak sahipleri de taşınıyor
Maraş merkezli sarsıntıların ardından İstanbul’da beklenen sarsıntı Boğaziçi İmar Kanunu’na tabi bölgelerdeki konut sahiplerini de korkuttu. Avrupa yakasında Ortaköy’den başlayıp Rumeli Feneri’ne kadar Anadolu yakasında Paşa Limanı’ndan başlayıp Anadolu Feneri’ne kadar uzanan bölgede “Boğaziçi”ne uygun olarak yeni yapma ve tadilat yapma yasağı var. 1983 yılında çıkarılan 2960 sayılı Kanun’dur. Cumhurbaşkanı Kenan Cihan döneminde alınan kararla bölgedeki nüfus yoğunluğunun azaltılması amaçlanmıştır. Ancak yasak nedeniyle bu binaların ağırlıklı olarak 80’li yıllardan önce yapıldığı Arnavutköy, Bebek, Yeniköy, Anadolu Hisarı, Kavacık öngörü alanı, Çengelköy, Kuzguncuk, Beylerbeyi ve Paşabahçe gibi tarihi semtlerin büyük risk altında olduğu belirtiliyor. depremler. Yalı sahiplerinin hem Maraş depremi hem de İstanbul’da olası deprem beklentisi nedeniyle Boğaziçi sınırından ayrılmaya başladığı bildirildi.
Ekonomi gazetesinden Leyla İlhan’ın haberine göre; Boğaziçi bölgesindeki yerleşim yerlerinde yaşanan sorunlara dikkat çeken Restoratör Mimar Dr. Sinan Genim, 2012 yılından bu yana 2014 yılında 1000’den fazla eşyanın satıldığını söyledi. 1983 yılında askeri yönetim döneminde çıkarılan 2960 sayılı Kanunla Boğaziçi öngörü kuşağındaki yapılarda rastgele bir değişiklik yapılamamaktadır. Çok az yapının bunu yapma imkanına sahip olduğunu belirten Genim, özellikle vadi tabanına yapılan evlerin riskli olduğunu söyledi. “Çünkü bunlar dolgu topraklar ve bu yapıların çoğu o dönemin şartlarında yerinde yapılan betonlarla inşa edilmiş. Uzun süredir kullanılan bu yapılar için güçlendirme konusunda yapılacak pek bir şey yok. “Çünkü döküm teknikleri eksik, dere yatakları olduğu için zemin yapısı uygun değil” diyen Genim, “Bu nedenle insanlar tedirgin oluyor. Beni arayan birçok kişi tabutumuzda yaşadığımızı söylüyor” dedi.
Boğaziçi öngörü kuşağının Avrupa yakasında Ortaköy’den başlayıp Anadolu yakasında Rumeli Feneri’ne kadar uzandığını belirten bu alan Paşa Limanı’ndan başlayıp Anadolu Feneri’ne kadar devam ediyor. Yeniköy, Anadolu Hisarı, Kavacık öngörü alanı, Çengelköy, Kuzguncuk, Beylerbeyi, Paşabahçe’de özellikle yamaçlardaki ve vadi tabanındaki yapılar riskli. Bu nedenle bu yapıların gözden geçirilip yeniden inşa edilmesi gerekiyor” dedi. Ancak konakların restoran, otel, kafe gibi halka açık bir işlevi üstlenmeleri halinde onarım hakkının verildiğini belirten Genim, “Diğer yapı sahiplerinde durum bu. İnsanlar bundan sonra bu işe girecek mi? Çoğunlukla orta ve düşük gelirli nüfusun yaşadığı bu bölgelerde, bazı insanlar gelip bu evleri ucuza satın alıyor ve etik olmayan bir şekilde inşa ediyor.
‘BU İŞİN HEDİYESİ ÇOK AĞIR OLACAK’
Bosphorus’ta 28 yıldır emlakçılık yapan Bosforce’un Yönetici Ortağı Ulvi Özcan da konuyla ilgili açıklamalarda bulundu. Özcan, “Bu gerçekten kanayan bir yara” dedi. “Boğaz’da zemin sağlam olmasına rağmen Boğaziçi sahil şeridindeki ve projeksiyon alanındaki binaların çoğu eski ve bakımsız. Bölgedeki yoğun nemden dolayı binalarda korozyon meydana geldi ve bu konu gün geçtikçe artıyor. Bu nedenle bu yapılarda tadilat ya da kapsamlı bir tadilat ihtiyacı olduğunu belirten Özcan, “Deprem gerçeği gözümüzün önündeyken bu konuda hiçbir şey yapılmaması inanılmaz bir durum. Hem ülkenin en önemli marka değerlerinden birini canlandırmak hem de deprem gerçeğinden mağdur olmamak için hükümet ve İBB el ele çalışmalı, yoksa bu işin bedeli çok ağır olur diye düşünüyorum.”
Ancak bu düzenleme yapılırken, yönetmeliği önceden duyan birinin kar ettiği bir durum olmaması gerektiğini söyleyen Özcan, “Bir gecede yönetmelikle iş yapılmamalı. Konuyla ilgili bilim insanlarının görüşleri bir süreç haritası etrafında alınmalı, dünya örnekleri incelenmeli ve süreç şeffaf bir şekilde ilerletilmelidir. Ancak zaman eksikliği gözden kaçmamalı” dedi.
YÖNETİM SAHİPLERİ NANCLI RESIDENCE DAİRE ARIYOR
Maraş depreminden sonra birçok konak sahibinin kendisini aradığını söyleyen Mars Genel Müdürü Hakan Bucak, “Sadece bu hafta 4-5 konak sahibi beni aradı. 500 metrekarelik, depreme karşı güvenli bir şekilde inşa edilmiş, geniş ve güvenli bir konut arıyorlar. Çünkü boğazdaki bu yapılar en az 40-50 yıllıktır. Boğaziçi İmar Kanunu gereğince bu binalara güçlendirme yapılamıyor veya güçlendirme için gerekli izinlerin alınması uzun zaman alıyor.” (KAYNAK)